Lake Of Tears - Upon The Highest Mountain (Türkçe Çeviri)


Lake Of Tears - Upon The Highest Mountain (Türkçe Çeviri)

I wish, I dream, a dream of mountains high
Diledim, hayalini kurdum dağların doruklarının
Where I can sit and look down hills, and say
Oturup tepelerden aşağı tepelere bakabileceğim
" This is I"
ve "Ben buyum" diyebileceğim
I wish, I dream,a dream of mountains high
Diledim, hayalini kurdum dağların doruklarının
Where I can stand and raise my hands, and touch the sky
Durup ellerimi kaldıracağım ve gökyüzüne dokunacağım yerleri

A streak of light, opened in the darkness
Karanlıkta bir ışık huzmesi belirdi
"Little child, welcome to the outer realms
“Ufaklık, gerçek dünyaya hoşgeldin
This is your kingdome, this is your destiny"
Bu senin krallığın, bu senin kaderin”
That little child, that little child was me
O çocuk, o ufaklık bendim


"My son, you must wander far
“Oğlum uzakları gezmelisin
There is a place, seek it skywards
Bir yer var, onu gökyüzünde ara
Up high, where the mountains break the clouds
Yukarda, dağların bulutları kestiği yerde
Ther is your place, upon the highest mountain"
Senin yerin orada, en yüksek dağın üzerinde”

A wish to wander far, to find the mountains high
Keşke uzaklara gitseydim, en yüksek dağı bulmaya
A dream to be a king, up high where heaven lies
Kral olabilmek için, yukarda cennetin uzandığı yere
"Hurry little child, run, king to be, run
Acele et ufaklık, koş, kral olmak için, koş
Climb the highest peak, and reach for the sun..."
En yüksek zirvelere tırman, ve güneşe uzan…”

I wish, I dream, a dream of mountains high
Diledim, hayalini kurdum dağların doruklarının
Where I can sit and look down hills, and say
Oturup tepelerden aşağı tepelere bakabileceğim
" This is I"
ve "Ben buyum" diyebileceğim
I wish, I dream,a dream of mountains high
Diledim, hayalini kurdum dağların doruklarının
Where I can stand and raise my hands, and touch the sky
Durup ellerimi kaldıracağım ve gökyüzüne dokunacağım yerleri

A strek of light, brought into the darkness
Karanlığa bir ışık huzmesi getirildi
A young man, wandered into outer realms
Genç bir adam gerçek dünyada gezdirildi
Oh, his destiny, that he was a king to be
Oysa onun kaderi, kral olmaktı
That young man, that young man was me
O genç adam o genç adam benim

"My son, you have wandered far
Oğlum, uzaklara gittin
Now make your seal, make it up skywards
Kendi mührünü yap, o mührü gökyüzüne vur
Up high, where mountains break the clouds
Yukarda, dağların bulutları kestiği yerde
There is your place, upon the highest mountain"
Senin yerin orada, en yüksek dağın üzerinde”

Upon the highest mountain...
En yüksek dağın üzerinde…
Upon the highest mountain...
En yüksek dağın üzerinde…
Upon the highest mountain...
En yüksek dağın üzerinde…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder